DOLAR 35,4431 0.27%
EURO 36,3540 -0.47%
ALTIN 3.064,191,06
BITCOIN 33419830,16%
  • HESAP
Ednan Aslan bildiğiniz gibi

Ednan Aslan bildiğiniz gibi

12.01.2024 13:39
Ednan Aslan bildiğiniz gibi
0

BEĞENDİM

Viyana Üniversitesi İslam Dini Eğitim Profesörü Ednan Aslan, Der Standard gazetesinde yayımlanan ‘Avrupa’da İslam’ın geleceği’ başlıklı makalesinde, Avusturya İslam Cemaati’nin [IGGÖ] yetersiz olduğunu ve yurtdışı etkilerden kurtulamadığını ileri sürüyor.

Viyana Üniversitesi İslam Dini Eğitim Profesörü Ednan Aslan’ın Der Standard gazetesinde yayımlanan makalesinin Türkçesi:

Avusturya İslam Dini Cemaati yahut kısaca IGGÖ, Batı Avrupa’da devlet tarafından tanınan en eski İslami teşkilatlardan biridir. 1970’lerin sonunda tanınmasının ardından, Avrupa tarzı bir İslam’ın mümkün olup olmadığı sorusu ortaya çıktı. 1980’lerde hâkim olan görüş, İslam’ı Avrupa’daki Müslümanların yaşam ortamından şekillendirmenin mümkün olmadığı, çünkü ne İslam’ın bir din olarak böyle reformlara izin verdiği, ne de Müslümanların entelektüel olarak bunu yapabilecek kapasitede olduğu yönündeydi.

Avusturya’da okumuş ve büyümüş olan Ümit Vural’ın yeniden IGGÖ başkanı seçilmesiyle birlikte, burada bizim şartlarımızda yetişmiş ve eğitim almış olan ve umutla beklenen neslin bu tür reformları gerçekleştirebilecek konumda olup olmadığı meşru bir soru olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu teşkilatın geçmişine baktığımızda, değişim yaratma çabalarını görmezden gelemeyiz, ancak ne yazık ki IGGÖ’nün dini cemaat için doğal bir mesele olan eski, yerleşik yapıları, toplumun, özellikle de genç Müslümanların beklentilerini karşılamakta zorlanıyor.

Batı karşıtı tutumlar

Her ne kadar Ümit Vural bunu yalanlasa da, bunun sebepleri değişmedi: IGGÖ’nün sadece çok marjinal bir rol oynadığı derneklerin teolojik ve ideolojik yönelimi hâlâ yabancı siyasi, teolojik ve İslamcı çıkarlarla karakterize edilmektedir. Yurtdışından davet edilen ve cami derneklerinde düzenli olarak yer alan konuklar, İslam’ın Avrupa’daki karakterizasyonunu gerçek İslam’a ihanet olarak gören, tamamen farklı ve ağırlıklı olarak Batı karşıtı pozisyonları temsil etmekte ve vaaz etmektedir. Bu tür etkiler, çeşitli medyada ve aynı zamanda cami toplulukları tarafından düzenlenen etkinliklerde çokça yer alan profesyonel yapılar tarafından giderek daha fazla desteklenmektedir.

Cami cemaatleri Avusturya’da yetişen imamlarla da ilgilenmiyorlar çünkü Avrupa’daki ilahiyat eğitiminde kendi dinleri için belirli bir tehlike görüyorlar ve bütün reform odaklı ilahiyatçıları Avrupa devletlerinin ücretli hainleri olarak görüyorlar. Bütün büyük kuruluşların kendi ülkelerindeki üniversiteleri desteklemelerinin ve genç lise mezunlarını cazip tekliflerle bu üniversitelere çekmeye çalışmalarının sebebi de budur.

Yabancı diplomalar

Avusturya şu anda diplomalarını Türkiye, Bosna, Sırbistan, Kuzey Makedonya veya Lübnan gibi ülkelerde, genellikle şeffaf olmayan şartlar altında almış ve Avusturya’da tanımış ilahiyat mezunlarıyla dolup taşıyor. Sırp dilini bilmeden final sınavlarına Sırpça giren mezunlarımız hiç de az değil. Avusturya makamları bu tür sertifikaların geçmişini ciddî bir şekilde kontrol etmekten tamamen aciz.

Bu sebeple IGGÖ’nün imamları burada, Avrupa’da eğitme arzusu sadece reklam amaçlı, gönülsüz bir açıklama olarak görülmelidir. Aksi takdirde, IGGÖ kendi kurumları için yeterli finansmana sahiptir ve bu kurumlar kendi imamları için yeterli ileri eğitim sağlayabilir.

IGGÖ’nün Gazze ve Filistin lehine yapılan gösterilerden sonra verdiği tepkiler de benzerdir. Bu tür gösteriler ve Yahudi karşıtı ayaklanmalar yeni olmamakla birlikte son yıllarda IGGÖ üyesi örgütler tarafından defalarca organize edilmiştir. Bu örgütler stratejilerini değiştirmiş olsalar da Yahudilere veya Yahudi kurumlarına yönelik teolojik ve siyasi tutumlarını değiştirmemişlerdir.

Okullarda din

Ben şahsen İslami din eğitiminin Müslüman çocukların topluma entegrasyonuna önemli bir katkı sağlayabileceğine ve diğer dinlere yönelik çeşitli klişeleri ve önyargıları düzeltebileceğine inanıyorum. Bu alanda da istihdam edilen din eğitimi öğretmenlerinin ideolojik yönelimlerinin mesleki niteliklerinden daha önemli olduğu açıktır. Başörtüsü takmayan nitelikli kadın mezunların istihdam edilmemesi, din ve dindarlığın öğretmenler tarafından ne kadar dar tanımlandığını ve devlet okullarındaki din eğitiminin temelini hangi teolojinin oluşturduğunu göstermektedir.

Eğitim otoritesindeki önemli pozisyonların doldurulmasında etnik ve ideolojik yönelimlerin hâlâ belirleyici olduğu da gözlemlenebilmektedir. Eğitim Dairesinin yönetimi, İslam Dini Enstitüsü, yeni müfettişler ve pastoral bakım, IGGÖ tarafından hangi teolojinin tercih edildiğini ve desteklendiğini göstermektedir. Din eğitimi öğretmenlerinin atanmasına ilişkin seçim prosedürü dışarıdan bakıldığında kesinlikle şeffaf değildir.

IGGÖ’nün bu zorluklarla açık ve ikna edici bir şekilde yüzleşmesi ve kendisini dışarıdan kontrol edilen çıkarların baskısından kurtarması tavsiye edilir. Gerekli reformlar, çoğunluk toplumunun çıkarları için değil, Avrupa’da İslam’ın geleceği için önemli bir görev olarak görülmelidir.

Çeviri: dervirgul.com

Der Standard gazetesinde yayınlanan makale için: Die Zukunft des Islam in Europa – Kommentare der anderen – derStandard.at › Diskurs

En az 10 karakter gerekli