DOLAR 32,5377 -0.04%
EURO 34,8900 0.01%
ALTIN 2.431,550,08
BITCOIN 2169019-0,14%
  • HESAP
Kadınlık Sanatı

Kadınlık Sanatı

17.03.2022 10:26
Kadınlık Sanatı
0

BEĞENDİM

Geçtiğimiz günlerde Dr. Sürmeli Yazgı-Örün ve Dr. Shekaba Sadat‘ın organizesini ve ev sahipliğini yaptığı, sosyolog/ aile danışmanı/ cinsel terapist Yeter Demir Ekinci tarafından “Kadınlık Sanatı “ adlı seminer gerçekleştirildi.
Seminerde monotonlaşmış bir evliliği nasıl canlı tutabiliriz, kadın ve erkeğin biyolojik ve duygusal farklılıkları, eril-dişil enerjinin dengede olmaması evliliği ve mahrem hayatı nasıl yönlendirdiği gibi konular konuşuldu.
Seminerden bazı alıntılar:
“Çevremizdeki her insanın bir sevgi dili vardır. Sevgi dilini iyi bildiğimiz kişilerle iletişimimiz sağlıklı, ilişkilerimiz de daha kuvvetli olur. Aynı evi paylaştığımız eşimizin de sevgi dilini iyi bilirsek, evlilikte çıkabilecek problemleri büyümeden çözebiliriz. Dr. Ghary Chapman’ın “Beş Sevgi Dili“ kitabında bu sevgi dilleri şöyledir:
1- Onay Sözleri
2- Nitelikli Beraberlik
3- Armağan Alma
4- Hizmet Davranışları
5- Fiziksel Temas
Bu sevgi dillerinden ikinci bir sevgi dilinin yüzdesi yüksek olmakla beraber özellikle birisi ağır basar. Ağır basan sevgi dilini bulup o minvalde yürümek işimizi oldukça kolaylaştırır ve ilişkimizi olumlu yönde pekiştirir.“

“Alemde her şey zıddıyla kaimdir. Bu zıtlık dengeyi oluşturur, ahenk sağlar. Ying ve yang gibi, gece ve gündüz gibi. Kadın ve erkek olarak dünyaya gelmiş olsak da hepimizin içinde eril ve dişil enerji mevcuttur. Bu enerjinin dengesinin kaymasından ruh halimiz çok etkilenir.
Her şeyin hızlıca aktığı günümüz dünyasında kadın, sürekli bir yerlere yetişme kaygısı ve bir çok sorumluluğu üzerine alıp erkeğin de alanına hakim olma duygusuyla dişil enerjisini farketmeden bastırabiliyor. Dişil enerjisi zayıflayan kadın erilleşiyor. Bu durum da özellikle mahrem hayatımızda tatminsizlik başta olmak üzere pek çok soruna kapı aralıyor.
Eşinin kontrolcü olduğunu belirten erkek de, kocasının pasif olduğundan yakınan kadın da içlerindeki eril ve dişil enerjiyi dengelemek için çalıştıklarında enerji değişiminden dolayı kendilerinin değişimiyle birlikte ilişkileri de değişir ve karı-koca uyumunu sağlıklı bir şekilde yakalayabilirler.
Evde karı-kocanın birbirine hitap şekli de bu enerjiyi etkiler. Bizim kültürümüzde kadın ve erkek evlendiği zaman aile cüzdanını veren nikah memuru “Sizi karı-koca ilan ediyorum“ der. Lakin “karı ve koca“ kelimelerinin günümüzde uğradığı bozulmayı dikkate alırsak seküler bakış açısının enerjinin dengede olmasına, bütüne vermiş olduğu zararı daha iyi idrak edebiliriz.
Karı -koca kavramları söylenenlere göre; koca bir dağdır. Bilgedir. Dağ ne kadar yüce olursa kar onun üstündedir. Kar imgesini de karıya benzetmiş atalarımız. Kocanın karı yani dağ gibi güçlü erkeğin başının tacı, süsüdür. (etimolojik kökende kar ve karı aynı kökten gelmeyip farklı kelimelere işaret ederler. Biz burada yapılan benzetmeyi konuşuyoruz)“

“Toplumda “aşk hormonu“ olarak bilinen oksitosin hormonunun salgılanmaması durumunda; hayat sevincini kaybetme, depresif bir ruh halinde olmak, uyku problemleri gibi daha bir çok soruna sebep olabiliyor. Oksitosin hormonunun faydaları halk arasında çoğunlukla bilinir. Diğerkamlığı arttırması, kolay doğum, sosyalliği arttırması vs… Lakin mahrem hayatımızda yüksek düzeyde artan bu hormonun “güveni ve sevgiyi arttrarak geriye dönük kötü hatıraları, negatif duyguları silici olması“ gibi çok önemli özelliği çok bilinmez. Bu gerçekten evliliğe lutfedilmiş bir hediyedir.“

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.