Bizler gönüllü yahut gönülsüz Avrupa’ya gelmiş, burada çalışan, okuyan, iş kuran kimseleriz. Başlangıçta yalnız gelsek de sonradan çoluğumuzu, çocuğumuzu da getirdik. Evlâtlarımız burada doğdu, yetişti. Fakat Türkiye ile bağımızı hiç koparmadık.
Anne-babalarımıza ve diğer yakınlarımıza mektup yazdık, sesimizi kayda alıp kaset gönderdik. Telefonla konuştuk.
İzin zamanlarını iple çektik. İzin hazırlıklarına aylar öncesinden başladık. Giderken güle güle gittik, dönerken ağlaya ağlaya döndük.
Memleketimizdeki güzel gelişmelere sevindik. Ekonomi kötü gitse üzüldük. Bir âfet olunca kahrolduk.
Türkiye’de seçim olduğunda oy vermek için otobüsle, uçakla gümrük kapılarına koştuk.
Memleketimizin selâmeti için her zorluğa katlandık.
Yakınlarımıza döviz gönderdik, köyümüzden ev-arsa aldık.
Türkiye bizim neyimiz olur?
Türkiye bizim vatanımız olur. Öyle bilir, öyle söyleriz.
Peki, Avusturya bizim neyimiz olur? Avusturya bizim ikinci vatanımız olur. Bize kapılarını açan, iş veren, okul veren vatandır Avusturya. Elbette minnettârız.
Avusturya’nın da hep iyi olmasını isteriz. Bir âfet olunca komşularımızla birlikte biz de üzülürüz. Avusturya bir başarı kazandığında hep birlikte seviniriz. Çünkü aynı gemideyiz.
Memkeketimiz Türkiye’nin son yıllarda gösterdiği gelişmelere de elbette seviniyoruz.
Yollarının güzel olması bize de yarıyor.
Sılâ yolunda şehrine, köyüne sağ-salim gitmeyi kim istemez?
Hastalandığında yakınlarının iyi tedavi görmesini kim istemez?
Yakınlarının geçiminin iyi olmasını kim istemez?
Türkiye’nin yerli- milli arabasını çıkarmasını hangi memleket evlâdı istemez?
Yurt dışında yaşasak da bizim gözümüz-kulağımız Türkiye’dedir.
Şimdi Türkiyemiz tarihi bir kavşağın önünde bulunuyor.
Önümüzde bir seçim var.
Ya Türkiyemiz daha da büyüyecek, ya da Allah göstermesin küçülecek, Hafazanallah karanlık günler gelecek.
Hiç bir şey yapmadan sonucu bekleyemeyiz.
Şimdi oy vermek de kolaylaştı. Oy vermek için Türkiye’ye gitmeye gerek kalmadı.
27 Nisan-9 Mayıs arasında konsolosluklarda ve gümrüklerde sandıklar kurulacak. Oy verme hakkı olanlar tercihini yapacak.
Ya Türkiye’nin daha da büyümesini, İslâm âlemine önderlik etmesini seçeceğiz, ya da bölünmesini, küçülmesini isteyenleri destekleyeceğiz.
Türkiye’de her şey istediğimiz gibi mi gidiyor. Elbette değil. Pahalılık yok mu? Var elbette. Geçim sıkıntısı çekenler yok mu? Var elbette.
Ama asıl mesele vatanın bâki olmasıdır. Bunu yolu da memleketin selâmeti için çalışan lidere ve ekibine destek olmaktan geçer.
Diğer sorunlara elbette çözüm bulunur. Zorlukla bereber kolaylık vardır.
Memleketimiz 20 sene evveline göre çok iyi durumda. Savunma sanayimiz çok gelişti. Ekonomik olarak da 20 sene evveline göre çok daha iyi durumdayız. Siz bakmayın bozguncuların sözlerine.
Biz Türkiye’nin 80’li, 90’lı yıllarını da bizzat yaşadık biliyoruz.
30’lu, 40’lı yıllarını da annelerimizden dinledik.
CHP’nin halkı nasıl inim inim inlettiğini hem yaşadık, hem de işittik. Bizzat kendi annem anlatmıştı; Gizli gizli Kuran öğrenmişler.
Türkiye’de 18 sene minarelerden ezan okunmadı.
CHP zihniyeti bizim gençliğimizde de dindarlara başörtüsü zulmünü yaşattı.
CHP’nin iktidar olduğu yıllar yokluk Türkiyesi idi. Türkiye’nin gelişmesini engelleyen bizzat CHP idi. Araba yapmamızı, uçak yapmamızı hep engellediler.
Şimdi varlık Türkiyesi var.
Bugünlerle o günler mukâyese bile edilemez. Gören gözlere gün ışımıştır.
Siz yurt dışında yaşıyorsunuz, sizi Türkiye’deki gelişmeler ilgilendirmez diyenlere aldırmayın.
Türkiye’deki gelişmeler elbette bizi de ilgilendirir.
Tercihimizi doğru yapalım. Şahlanalım.
Türkiye yüzyılı başlasın inşaAllah.
GENEL
21 Kasım 2024GENEL
21 Kasım 2024GENEL
21 Kasım 2024GENEL
21 Kasım 2024GENEL
21 Kasım 2024SAĞLIK
21 Kasım 2024GÜNDEM
21 Kasım 2024